Toksin birikiminden kurtulmanın en kolay yöntemi: Katı Perhiz Rejimi

Soluduğumuz havadan, yediğimiz gıdalardan, kullandığımız ilaçlardan ötürü oluşan toksin birikiminden kurtulmanın en kolay yöntemi katı perhiz yöntemidir.

Peki Katı perhiz rejimi (fasting) ne için ve nasıl uygulanır? Dr. Hüseyin Nazlikul, M.D., PhD. yapılması gerekenleri "100 Yıl Yaşamak Mümkün" kitabında anlattı.

Bu yöntem hem çok etkili, hem de diğer yöntemlere oranla daha ekonomiktir. Tek zorluğu nispeten uzun sürmesi ve iradeli olmayı gerektirmesidir. Özellikle detoksifikasyon uygulayacak kişilerin aşırı derecede tütün, alkol, ilaç bağımlısı olması ve düzenli günlük gıda alma alışkanlıklarının olmaması rejime başlamadan önce profesyonel yardım almalarını gerektirir.  Diğer taraftan, hipotiroidi, hipoglisemisi olanlarla, postoperatif (ameliyat sonrası) nekahet dönemi geçirenler ve kanser gibi dejeneratif hastalıkları bulunanlar bu tür uygulamalara kesinlikle profesyonel bir yardım almadan başlamamalıdırlar.

Bu rejim yöntemi hastalık dönemlerinde de uygulanabilir. Özellikle akut kalın bağırsak düzensizliklerinde, alerjilerde ve solunum sistemi hastalıkları gibi rahatsızlıkların tedavisinde yardımcı bir yöntemdir. Diğer taraftan kronik dejeneratif hastalıklarda ise bu yöntemden daha az yararlanıldığı gözlemlenmiştir. Bu rejim ile sindirim sistemini rahatlattığımızda toksinlerden kurtulmak için çaba sarf eden organizmalar daha kısa sürede kendini arındırmaktadır. 

Belli aralıklarla yapılan katı perhiz rejimiyle beden sadece sağlığını kazanmakla kalmaz, aynı zamanda sindirim organlarının dinlendirilmesi nedeniyle, sağlıklı yaşlanma, daha dinç kalma, daha uzun yaşama gibi sağlıklı yaşamın birçok öğesini de yerine getirmiş olur. 

 Katı perhiz rejiminin (fasting) uygulanması

Bu rejime bedeni hazırlamak ve rejimin şok etkisi yaratmasını sağlamak için ilk iki gün çiğ sebze ve meyve yemek gerekir. Bu rejim süresince günde en az 8 bardak alkali su veya iyonlu su, taze meyve ve sebze suyu ile kendi hazırlayacağınız 2-3 kupa bitki çayı içilmelidir. Bütün meyve ve sebze sularının 1/3 oranında sulandırılması gerekir. Domates suyu, portakal suyu, tatlandırılmış ve katkı maddesi içeren hazır meyve ve sebze suları içilmemelidir. Hazırlanacak en doğru meyve sularından biri limon suyudur. Bir limonun suyu ılık sıcak suya karıştırılarak içilmelidir. Bunun yanında çok iyi toksin atıcılar olarak bilinen ve yeşil sular olarak adlandırılan taze elma, pancar, lahana, havuç, kereviz ve üzüm suları da çok yararlıdır. Meyve-sebze suyu, su ve bitki çaylarıyla yapılan iki günlük açlık rejiminden sonraki iki gün boyunca bedeni hazırlamak için tekrar çiğ sebze ve meyve yenmesi gerekir. Eğer açlık rejiminden hemen sonra pişmiş gıdaların alımına başlanırsa, rejimin arzulanan sonuçları görülmez ve mide küçülür; bu da sindirim rahatsızlıklarının daha ilk günden itibaren başlamasına sebep olur.

Yazının daha geniş kapsamlı anlatımına Dr. Hüseyin Nazlikul, M.D., PhD.'nin "100 Yıl Yaşamak Mümkün - Anti Aging Kılavuzu" kitabından ulaşabilirsiniz.